Ana Sayfa Blog

Akıllı robot

Hyundai Motor Grubu, elektrikli araçlar (EV) için otomatik şarj robotu (ACR) geliştirdi

Firmadan yapılan açıklamaya göre, Hyundai, elektrikli araçlar için geliştirdiği otomatik şarj robotu ile elektrikli otomobillerin şarj bağlantı noktasındaki erişim sorunlarını ortadan kaldırıyor. ACR, şarj işlemi için istasyona gelen araca kabloyu otomatik olarak takarken aynı şekilde şarj tamamlandığında da kabloyu araçtan çıkarıyor. Yapay zeka ile çalışan robot, araç tamamen park konumuna geldiğinde şarj portunu açmak için araçla iletişim kuruyor ve içine monte edilmiş bir 3D kamera aracılığıyla tam konumu ve açıyı hesaplıyor.

Robot daha sonra şarj cihazını alarak aracın şarj portuna sabitliyor ve şarj seansını başlatıyor. Şarj işlemi tamamlandıktan sonra şarj cihazını çıkarabiliyor. Hatta aracın tekrar hareket edebilmesi için şarj portunun kapağını da kapatıyor.

ACR, özellikle karanlık ortamlarda şarj işlemini daha kolay ve rahat hale getirmeye yardımcı olacak. Aynı zamanda bu kablolar, yüksek hızlı şarj için olduğundan daha kalın ve ağır. Özellikle engelli bireylerin daha rahat hareket edebilmeleri için bu tip robotlar yakın gelecekte insanlığa daha fazla yardımcı olacak.

Çoğu EV şarj cihazı, açık havada ve korunaksız olarak hizmet veriyor. Süreci olumsuz hava şartları ve ağır kabloları göz önüne alarak değerlendiren Hyundai mühendisleri, Kore’deki AR-GE merkezinde bir elektrikli araç şarj istasyonu kurdu ve robotun çeşitli koşullardaki performansını değerlendirdi. Ayrıca mühendisler, robotun araçları algılaması ve olası kazaları önlemesi için de lazerli sensörlerden faydalanıyor.

ACR, 31 Mart-9 Nisan’da 2023 Seoul Mobility Show’da sergilenecek ve daha sonra seri üretime geçerek dünyanın bir çok ülkesinde şarj istasyonlarda kullanılmaya başlanacak.

Japon incisi hayatınızı kolaylaştırıyor

Japon incisi Toyota hem otomobil hem de mobilite markası olarak C+walk serisinin ikinci modeli olan yaya mobilite asistanı C+walk S’i ilk kez Japonya’da sergiledi.

Toyota yeni C+walk S modelinin yanı sıra, ayakta duran model tipi olan C+walk T2 ve C+pod3’ü de geliştirmeye devam etti.

“Herkes İçin Mobilite” anlayışıyla farklı ihtiyaçlara uygun olarak geliştirilen araçlar, özellikle yaşlı ya da hareket kabiliyeti azalmış insanların günlük aktivitelerini ve dışarı çıkma ihtiyaçlarını gidermeyi hedefliyor. Bu kapsamda yapılan C+walk T halka açık yollarda kaldırımda kullanılabilecek şekilde geliştirildi.

Şehir içi ulaşımlar için kolaylıkla kullanılabilen C+pod modelinden kaldırımlarda kullanılabilen C+walk serisine kadar her müşterinin yaşam evresine uygun mobilite seçenekleri geliştiriliyor. Her yaştan kullanıcıya hareket özgürlüğü sağlamak isteyen Toyota, insanların faaliyet alanlarını genişletmeyi, bağımsızlıklarını desteklemeyi ve mümkün olduğunca çok insanı mutlu etmeyi amaçlıyor.

Toyota, yerel topluluklarla birlikte çalışarak ihtiyaçları da belirlemeyi devam ediyor. Aynı zamanda C+pod ve C+walk serilerini kullanan yeni iş modelleri geliştiren şirketlerle de çalışma yapılıyor.

Yeni geliştirilen C+walk S kendi yürüyebilen ama uzun mesafeleri veya uzun sürelerde yürüyemeyen insanları hedef alıyor. Üç tekerlekli mobilite aracı olarak kaldırımda gidebiliyor ve önündeki yol yüzeyine kolaylıkla uyum sağlayabiliyor. C+walk S, şehir manzaralarıyla uyumlu bir görünüme sahip C+walk serisinin formunu paylaşıyor ve yürüme hızlarında yol alıyor.

Yürüme alanlarında konforlu bir yolculuk imkanı sağlayan araç, yayalarla yan yana ilerleyebilmesiyle sohbet etmeye devam edebiliyorlar. Engel tanıma özelliğiyle C+walk S, yayalara veya nesnelere çarpışmaktan kaçınabiliyor.

Ödülleri topladı

Logo Yazılım, Logo Diva RETAIL Mobil Satış Uygulaması ile Stevie Ödülleri 2023’te, “Teknoloji Geliştirmede İnovasyon” ve “Teknoloji Sektöründe İnovasyonda Mükemmellik” kategorilerinde altın ödüllerin sahibi oldu.

Firmadan yapılan açıklamaya göre, perakende sektörünün ve müşterilerinin değişen ihtiyaçlarına ve beklentilerine yanıt sunmak için geliştirilen Logo Diva RETAIL Mobil Satış Uygulaması, kasa satış işlemlerini sabit kasalardan bağımsız hale getiriyor.

Logo Diva RETAIL, gelişmiş özellikleriyle bulut üzerinden birçok farklı sürecin gerçek zamanlı yönetilmesini sağlayarak kullanıcılarına tüm satış kanallarında müşteri deneyimi sunuyor. Logo Diva RETAIL’in satış özelliklerini mobile taşıyan Mobil Satış Uygulaması, mağaza içinde müşterilere kasa kuyruğuna girmeden satın alma deneyimi sunarak müşteri memnuniyetini güçlendiriyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Logo Perakende Çözümleri Genel Müdürü Arslan Arslan konuyla ilgili düşüncelerini: “Logo Diva RETAIL Mobil Satış Uygulaması’nı tanıtırken Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiğimizi ifade etmiştik. İnovasyon odaklı kategorilerde aldığımız ödüller, bu durumu adeta tescilledi. Perakende sektörünün dinamik pazar değişkenleri ve müşteri deneyimini geliştirmeye yönelik eğilimi, bu inovatif teknolojinin doğmasına önayak oldu. Böylesine prestijli bir kurumdan iki altın ödül kazanmış olmak bizim için büyük bir motivasyon olacak” sözleriyle dile getirdi.

Logo Diva RETAIL’in bulut gücünü taşıyan Mobil Satış Uygulaması, yoğun dönemlerde kasa önündeki yığılmayı önleyerek satış süreçlerini mobil olarak hızlı ve kolayca yönetebilmeyi sağlıyor. Böylece müşteriler, daha konforlu bir şekilde alışveriş yapıyor ve uygulama müşteri memnuniyetine katkı sunuyor.

Faturalama süreçleri için e-çözümler sunan uygulama, dijital dönüşüm için bir adım niteliği taşıyor. Uygulama iç veya dış entegrasyon özelliği sayesinde sadakat uygulamaları ile entegre çalışırken, sadakat puanları, QR Kare Kod ve mobil cüzdanlar ile de ödeme alma imkanı tanıyor. Bulut sistem olması nedeniyle kullanıcılar, yüksek teknoloji bilgisi gereken ‘admin’lere ihtiyaç duymadan çözümü tüm satış süreçlerine entegre olacak şekilde rahatlıkla kullanabiliyor.

Yine zirvede

Casper, üst üste dördüncü kez “Bilgisayar Sektörü” kategorisinde birinci olarak Tech Brands Turkey ödülünün sahibi oldu.

Markadan yapılan açıklamaya göre, teknoloji, inovasyon, dijital ve pazarlama sektörünün liderlerini bir araya getiren, Türkiye’nin teknoloji tabanlı ödülü Tech Brands Turkey araştırmasının sonuçları açıklandı.

Jüriyi tüketiciler oluştururken, en teknolojik markalar ise NielsenIQ Türkiye’nin 12 ilde yaptığı çalışmayla belirleniyor.

Ödüllendirilen markalar, herhangi bir başvuru olmadan açık uçlu sorulara Türkiye genelindeki tüketici kitlesinin vermiş olduğu yanıtlar doğrultusunda seçiliyor.

Türkiye’nin en teknolojik markaları, Nielsen Türkiye’nin kontrolünde 21 Aralık 2022 – 2 Ocak 2023 tarihleri arasında Türkiye temsili 12 ilde A, B, C1, C2 SES grubundan 1000 kişi ile online anket yöntemi kullanılarak belirlendi.

Ankete katılanların erkek kadın oranı aynı iken, çalışma 15-64 yaş arasındaki tüketicilere sorulan sorulara verilen cevaplar doğrultusunda gerçekleştirildi.

Bu çerçevede Tech Brands Turkey’in 2022 yılı Bilgisayar Sektörü kategorisinin birincilik ödülünü bu yıl da kazanan Casper, böylece ödüle üst üste dördüncü kez sahip oldu.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Casper Pazarlamadan Sorumlu Kurumsal İletişim Direktörü Ahmet Beliktay, ödülü üst üste dördüncü kez almaktan dolayı yaşadıkları mutluluğa işaret ederek, şunları kaydetti:

“Tüketiciler tarafından bilgisayar sektöründe lider marka olarak görülmek ve bunun peş peşe kanıtlanması paha biçilemez bir mutluluk. Türkiye’nin en büyük bilgisayar üreticisi olarak sektördeki lider marka konumumuzu korumaya devam ediyoruz ve bundan sonraki süreçte gerçekleştireceğimiz çalışmalarla liderliğimizi sürdüreceğiz.

Casper olarak başarımızın altında kullanıcıyı en iyi tanıyan markalardan biri olmamız, tüketicimizin ihtiyaç duyduğu cihazları onlara özel tasarlayıp sunabilmemiz ve müşteri memnuniyetini ticari kaygıların önünde tutmamız gibi önemli unsurlar yatıyor. Müşteri memnuniyeti odaklı ürün ve hizmet geliştirme vizyonu ile çalışan ekibimizle teknoloji severlere ihtiyaç duydukları cihazları her zaman iyi kalite ve fiyatla sunmaya ve tüketici dostu marka olarak Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük etmeye devam edeceğiz”.

“Bina Güçlendirme Kredisi” gündemde

Depremden etkilenen bölgelerin yeniden yapılanma sürecinde finansal destek paketleri ve krediler açıklanmaya başladı.

Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serpil Kahraman, ‘Bina Güçlendirme Kredisi’nin düşük faiz oranı ve 2 sene geri ödemesiz bir şekilde 10 yıla kadar vadelerle kullanılabileceğine dikkat çekti.

Bankalar Birliği’nin 16 Şubat 2023 tarihli verilerine göre halihazırda deprem bölgesinde fiziki olarak hizmet sunan şube sayısı 448, ATM sayısı ise 2977 olarak kayda geçti. BDDK Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun, 7 Şubat 2023 tarihli kararında ise ilgili yönetmelik hükümleri kapsamında kredi ve kredi kartlarına ilişkin tavsiye niteliğinde çerçeve kararları belirlendi.

Buna göre deprem bölgesinde yer alan illerde yeni krediler veya yeniden yapılandırma amacıyla alınacak kredilerde kredi vadelerinin, ödemesiz dönemlere de imkân verilebilerek, bankalar veya finansal kurumlar tarafından belirlenmesine yönelik tavsiye kararı alındı. Kredi kartlarında ise, kredi kartlarında taksitlendirme sürelerinin bir kat daha arttırılmasına olanak sağlandı. Finansal kurumların tüm bu düzenleme ve desteklerinin internet sayfalarında da açık erişimle duyurulması esası benimsendi.

Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serpil Kahraman

6 AYA VARAN VADELERDE GERİ ÖDEMESİZ KREDİ PAKETLERİ

 Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serpil Kahraman, destek paketlerinden bahsederek “Düzenlemenin ardından bankalar başta olmak üzere finansal kurumlar, yeni düzenleme ve destek paketlerini de açıklamaya başladı. Esasen yeni desteklerden önce mevcut borçluluk durumlarındaki düzenlemelerin ve kanuni hakların ortaya konulması daha doğru olacaktır. Deprem bölgesinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın gerek bireysel gerekse şahıs işletmesi olarak aldıkları kredilerin borçları silindi. Kimi bankalarda gerçek kişiler ile belirlenen limitler dahilinde şirket kredileri kredi taksitleri ile kredi kartları ödemelerinde, 6 aya varan sürelerde faizsiz ödeme erteleme getirildi” diye konuştu.

Yeni kredilerde yapılan kolaylıkları anlatan Doç. Dr. Kahraman, “Yeni kredilerde ise yine banka bazında değişmekle birlikte 6 aya varan vadelerde geri ödemesiz kredi paketleri oluşturuldu. Kimi bankalar ise düşük meblağlı ivedi nakit ihtiyacı için, müşterilerine değişen tutarlarda eksi hesap olarak da tabir edilen kredili mevduat hesapları tanımladıklarını belirttiler. İlaveten, mali destekleri sadece doğrudan fon aktarımı olarak düşünmemeliyiz zira işlem maliyetlerinden muafiyet, işlem prosedürlerinde kolaylaştırma, işlem süreleri ve kapsamı da fonlamanın bir parçası. Bu kapsamda ise bazı bankalar işlem masraf ve komisyonlarından muafiyet sağladıklarını duyurdular. Ayrıca haciz/icra vb. takipli alacaklarda da işlem yapılmaması kararı alındı” dedi.

BİNA GÜÇLENDİRME KREDİSİ

 Sadece deprem bölgesi değil, depreme riskli bölgelerde yaşayan vatandaşların da kullanabileceği ‘Bina Güçlendirme Kredisi’nden de söz eden Doç. Dr. Kahraman, “Esasen bu kredi yaklaşık üç yıldır sistemde. Bina güçlendirme kredisi almak isteyen vatandaşlarımız, öncelikle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yetkili kılınan bir yapı denetim firmasından alacakları riskli yapı raporu akabinde bankaya başvurması gerekiyor.

Kredi, düşük faiz oranlarının yanı sıra 2 sene geri ödemesiz ve 10 yıla kadar vadelerle alınabiliyor. Kentsel dönüşüm ve güçlendirme kapsamında verilen desteklerin üst limiti ise, 2 katına çıkarıldı. Yenilenecek binalar harç ödemelerinden muaf olurken, konut sahipleri de 18 aya kadar kira desteği alabiliyor. Türkiye’de riskli konut sayısının ise, yaklaşık 6 buçuk milyon olduğu tahmin ediliyor” şeklinde konuştu.

Gahramanov’a yeni görev

SOCAR Türkiye CEO’luğu görevinden ayrılan Zaur Gahramanov, görevine SOCAR’ın Bakü’deki merkezinde devam edecek.

Zaur Gahramanov

Zaur Gahramanov, yaklaşık 7 yıldır sürdürdüğü görevinden ayrılarak SOCAR Baş ofiste yeni göreve atandı. 15 yıldır şirket bünyesinde Azerbaycan, İsviçre ve son olarak Türkiye’de çeşitli üst düzey pozisyonlarda çalışan Gahramanov, “SOCAR Başkanı Danışmanı” olarak görev yapacak. Zaur Gahramanov’dan boşalan CEO’luk görevini vekaleten yürütmek üzere, SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Mali İşler Başkanı Elchin Ibadov atandı.

http://www.milesanddrives.com okurları için bilgi notu:

ZAUR GAHRAMANOV KİMDİR ?

Zaur Gahramanov, Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi Uluslararası Ekonomik İlişkiler Bölümü’nden lisans ve yüksek lisans derecesiyle mezun olduktan sonra 2014-2016 yılları arasında The University of Chicago Booth School of Business’dan (ABD) MBA derecesini aldı. İş hayatına, KPMG firmasında finans ve vergi departmanlarında görev alarak başlayan Gahramanov, kariyerine Ernst & Young şirketinde devam etti.

2004-2008 yılları arasında Norveç’teki Statoil şirketinde performans yönetimi ve finans alanında çalıştıktan sonra 2008 yılında SOCAR bünyesine katılan Gahramanov, 2013 yılına kadar SOCAR Trading SA İsviçre’de CFO (Mali İşlerden Sorumlu Üst Düzey Yönetici) olarak görev aldı. Ardından SOCAR Azerbaycan Yatırımlar Bölümü Başkan Yardımcısı olarak atanan Gahramanov, 2016 yılından bu yana ise SOCAR Turkey Enerji A.Ş. CEO’luğu görevini yürütüyordu.

ELCHİN IBADOV KİMDİR ?

Elchin Ibadov, Chicago Illinois Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra, 2002 yılında World Trade Center Chicago’da Araştırma Uzmanı olarak çalışmaya başladı. 2003 yılından başlayarak 11 yıl boyunca PwC’de çeşitli görevlerde bulundu. 2014-2019 yılları arasında STAR Rafineri’de Finans Direktörü ve CFO görevlerini yürüten Elchin Ibadov, 2019 yılı Kasım ayında Petkim’de CFO olarak atanmış olup aynı zamanda bünyesinde STAR Rafineri, Petkim, SOCAR Akaryakıt Depolama ve SOCAR Petrol Ticaret gibi Türkiye ekonomisi için önem arz eden şirketleri bulunduran Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Başkanı’nın Mali İşlerden Sorumlu Yardımcısı görevini yürüttü.

Sürekli eğitim ve gelişime önem veren Ibadov, Harvard Business School’da tamamladığı profesyonel eğitim ve sertifika programlarının yanı sıra, iktisat, muhasebe, finans, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ve mali denetim konularında bazı ders kitaplarının yazarlığını ve tercümanlığını üstlendi. Ibadov, aynı zamanda ACCA, ACFE ve IIA gibi uluslararası finans ve denetim organizasyonlarının daimi üyesidir.

SunExpress’ten deprem seferberliği

SunExpress‘in Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenenler için Türkiye-Almanya arasında oluşturduğu “hava köprüsü” ile yardımları taşıyan ilk uçağı Antalya’ya geldi.

Yardımların devamlılığını sağlamak amacıyla başlatılan inisiyatifle deprem bölgesine battaniye, hijyen ve gıda gibi malzemelerin hızlı şekilde ulaştırılması amaçlanıyor.

SunExpress’in DPD, FIEGE, time:matters, CB Customs Broker GmbH ve Lufthansa Cargo iş birliğiyle 17 Şubat’ta hayata geçirdiği inisiyatifle bölgeye toplam 1000 ton yardım malzemesi ulaştırılması bekleniyor. Bu kapsamda, Almanya’dan bireysel olarak yapılan bağışlar Türkiye’ye düzenli ve hızlı bir şekilde ulaştırılıyor.

Lojistik koordinasyonu, FIEGE Grubu’nun lojistik merkezleri ve time:matters aracılığıyla sağlanacak bağışların, SunExpress ve Lufthansa Cargo ile haftada birkaç kez düzenlenecek özel seferlerle Frankfurt’tan Antalya’ya getirilmeye devam edeceği ve AFAD aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağı kaydedildi.

‘Birlikte Destek Oluyoruz’ inisiyatifi kapsamında deprem bölgesine yapılan bireysel bağışların, Almanya’daki 7 bin 500 DPD mağazasına teslim edilebildiği aktarıldı.

14 bin depremzedenin tahliyesi sağlandı

SunExpress, arama-kurtarma ve sağlık ekiplerini deprem bölgesine ulaştırmak ve vatandaşların tahliyesi amacıyla bugüne kadar toplam 306 özel uçuş gerçekleştirdi. Düzenlediği özel uçuşlarda yaklaşık 6500 arama-kurtarma ve sağlık ekibini bölgeye taşıyan şirket, bu uçuşların dönüş seferlerinde de depremden etkilenen yaklaşık 14 binden fazla kişinin bölgeden tahliyesini sağladı.

Şirket, AFAD başta olmak üzere tüm resmi yetkili kuruluşlar aracılığıyla gelen 200 ton yardım malzemesini ücretsiz kargo hizmeti vererek deprem bölgesine ulaştırdı.

Deprem bölgesinden ücretsiz gerçekleştirdiği tahliye uçuşlarını 1 Mart’a kadar uzatan hava yolu şirketinin Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Kayseri, Malatya, Hatay ve Mardin kalkışlı tüm yurt içi uçuşlar için SunExpress web sitesi ve mobil uygulaması üzerinden ücretsiz rezervasyon yapılabiliyor.

Afet bölgesine Akbank desteği

Akbank, Kahramanmaraş merkezli toplamda 11 ili etkileyen depremlerde, felaketin aşılması için çalışmalarını sürdürüyor.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, ısınma, barınma, gıda ve giyinme gibi temel ihtiyaçların karşılanması için çalışan Akbank, aynı zamanda deprem bölgesinde kalıcı çözümlerin hayata geçmesi için 650 milyon TL’lik destekte bulundu.

Banka, bölgedeki finansal ihtiyaçlar doğrultusunda aldığı önlemlere ilave olarak, depremden etkilenen müşterilerine 10 milyar TL’lik finansman desteği sağlıyor. Akbank’ın açıkladığı finansal destek paketi kredi ve kredi kartı borç erteleme, ücretsiz işlemler, bağış ödemelerinde taksitlendirme gibi birçok finansal kolaylığı içeriyor.

Kredi ve kredi kartı borçları için faizsiz erteleme

Akbank, depremin etkilerinin en fazla hissedildiği Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Osmaniye illeri ile İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki bireysel ve gerçek kişi ticari müşterileri için mevcut kredi ve kart borçlarını, taksitlerini ve gayrinakdi kredi komisyonlarını 31 Ağustos 2023 tarihine kadar, herhangi bir talep aranmaksızın 6 ay faizsiz olarak erteliyor.

Depremden etkilenen Adana, Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kilis ve Elazığ illerindeki bireysel ve gerçek kişi ticari müşterilerine de ilgili ödemeleri herhangi bir talep aranmaksızın 1 ay faizsiz olarak erteleme imkanı sunuyor. Akbank tüzel müşterilerinin erteleme taleplerini ise müşteri talebi özelinde değerlendirmeye alıyor. Banka, yaşanan acı felakette vefat eden bireysel ve gerçek kişi ticari işletme müşterilerinin kredi ve kredi kartı borçlarını siliyor.

Ücretsiz işlem ve hizmet imkanı

Akbank; Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Osmaniye illeri ile İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki bireysel ve gerçek kişi ticari işletme müşterileri için ücretsiz işlem ve hizmet imkanı sağlıyor.

Bu kapsamda; “31 Ağustos 2023 tarihine kadar, Akbank müşterilerinin deprem bölgesindeki şubelerindeki hesaplarından gerçekleştirecekleri havale, EFT, Swift işlemlerinden ve bu şubelerdeki hesaplara yapılan havale işlemlerinden ücret alınmıyor. 2023 yılı boyunca Akbank bireysel ve ticari kredi kartı ücretleri tahsil edilmiyor.

Akbank müşterilerinin, depremden en çok etkilenen illerde kullanıma uygun olan Akbank ATM’leri dışındaki diğer banka ATM’lerinden yapacakları işlemlerden, Akbank ATM’lerinden yapacakları kartsız para yatırma ve limit üzeri para çekme işlemlerinden 31 Ağustos 2023 tarihine kadar ücret alınmıyor. Çek ve senet işlemlerinden 31 Ağustos 2023 tarihine kadar ücret alınmıyor. Afette POS cihazı zarar gören veya kaybolan Akbanklı iş yerlerinden herhangi bir tahsilat ücreti alınmıyor, 2023 yılı boyunca POS kullanım ücreti tahsil edilmiyor”.

Akbank, 28 Şubat 2023 tarihine kadar, Akbank kredi kartlarıyla afad.gov.tr, ahbap.org, akutvakfi.org.tr ve kizilay.org.tr’ye yapılan bağışlar için ücretsiz ve faizsiz olarak 6 taksitle ödeme imkanı sunuyor.

Bölgeye yardımları devam ediyor

Akbank, bankacılık ihtiyaçları için hayata geçirdiği finansal kolaylıkların yanı sıra, barınma, ısınma ve beslenme gibi öncelikli ihtiyaçlar için de ilgili kurumların koordinasyonuyla yaşam konteyneri, jeneratör, ısıtıcı, yatak, battaniye, erzak gibi malzemeleri bölgeye sevk etti. Bu süreçte Akbank çalışanlarının gönüllü destekleriyle hazırlanan yardım paketlerini de bölgedeki depremzedelerle buluşturdu.

Bir şikayet hayat kurtarır !

Binaları ayakta tutan taşıyıcı kolonların ‘tadilat’ adı altında kesildiğinden şüphelenildiği durumlarda nasıl bir yol izlenmeli ?

Deprem felaketinde henüz yaşını bile doldurmamış binaların dahi yerle bir olması üzerine konutlarda deprem öncesi hazırlığın nasıl olacağı tartışılmaya başlandı. Uzmanlar, deprem yönetmeliğine göre yapılan binaların hasar alsa bile ayakta kalması gerektiğine dikkat çekti.

Yaşar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özgür Eğilmez ile Mühendislik Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Cüneyt Tüzün ve Dr. Öğretim Üyesi Şahin Çağlar Tuna mevcut yapıların depreme karşı dayanıklılığı gibi hayati önem taşıyan konular hakkında açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Özgür Eğilmez – Dr. Şahin Çağlar Tuna

Binalarda tadilat adı altında kolon kesilmesiyle ilgili bilgi veren tasarım gözetmeni ve Yaşar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Cüneyt Tüzün, “Öncelikle binayı kullanan kişilerin yapıların mevcut durumunu değiştirmelerinin sakıncalı olduğu bilinci sağlanmalıdır. Binanın mevcut durumumdaki kolon, kiriş, perde ve duvarların kaldırılması durumunda ilk yapılması gereken ilgili belediyeye şikâyet ederek, ilgililerin tespit yapmasını sağlamaktır. Kolon, kiriş ya da perdesi kaldırıldığı tespit edilen binalarda güçlendirme yapılmadan oturulmaması gereklidir.” dedi.

Dr. Cüneyt Tüzün

“Hasar görse bile yıkılmamalı”

‘Türk Bina Deprem Yönetmeliği’nde ülkemizin her bölgesi için en büyük deprem öngörüsünün belirtildiğinin altını çizen Yaşar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özgür Eğilmez “Öngörü diyorum çünkü hangi büyüklükte bir deprem olacağını net olarak bilmek mümkün değil. Mevcut binalara gelecek olursak yapı hangi yönetmeliğe göre tasarlandıysa (1975, 1998, 2007, 2018), o yönetmelikte öngörülen en büyük depremde ayakta kalmak üzere tasarlanmış demektir. Güncel deprem yönetmeliğine göre tasarlanan binaların yönetmelikte öngörülen olası en büyük depremde büyük hasar görmesine karşın ayakta kalması hedefleniyor.

Yönetmeliklerde öngörülen deprem büyüklükleri her yeni yönetmelikle birlikte artmıştır. Dolayısı ile eski şartnamelere göre tasarlanmış bir binanın, 2018 şartnamesine göre tasarlanmış bir binaya nazaran olası büyük bir depremde daha fazla hasar göreceği muhakkaktır. Yapı stoku mevcut deprem yönetmeliğine göre kontrol edilmeli. Yetkin mühendislik ofislerinden böyle bir hizmet almak mümkün. Yapılan tetkik neticesinde binanın durumu, güçlendirme gerektirip gerektirmediği veya yıkılmasının mı gerekli olduğu anlaşılacaktır.” diye konuştu.

Prof. Dr. Özgür Eğilmez

Eski binalar çürük mü ?

Her eski binaya çürük ve dayanıksız denilemeyeceğini belirten Prof. Dr. Özgür Eğilmez, “Ancak 1998 deprem yönetmeliğine göre tasarlanmamış yapıların daha riskli olduklarını söyleyebiliriz. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 1998’den sonra 2007 ve 2018 yılında revize edilmiştir. Her revizyonda yapının tasarlandığı deprem yükü artırılmıştır.

Dolayısı ile yapınızın olası büyük bir depremde yıkılma riski veya göreceği hasarın boyutları, tasarımında kullanılan deprem yönetmeliğinde geriye gittikçe artıyor demektir. Burada bahsedilmesi gereken bir başka etken de inşaatın projeye uygun şekilde yapılıp yapılmadığıdır. Türkiye’de yıkılan ve ağır hasar gören binaların çoğu mühendislik hizmeti görmemiş, ehil olmayan kişiler tarafından kontrolsüz olarak inşa edilen binalardır. dedi.

Dr. Şahin Çağlar Tuna

“Zemin hesaplamalarını yetkin mühendisler yapmalı”

Yerel Yönetimlerin üzerine düşen en temel görevin gerek tasarım gerekse uygulama aşamasında kontrol mekanizmasının oluşturulması olduğunu belirten tasarım gözetmeni ve Yaşar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Şahin Çağlar Tuna, “İmar ve iskan izinleri aşamasında yerel yönetimlerin gerekli kontrolleri sıkı bir şekilde yapması gerekiyor. Zemin yapısı, binanın deprem davranışında büyük önem taşımaktadır.

Zemin davranışını, betonun taşıma kapasitesini hesap eder gibi net bir şekilde tarif etmek mümkün değildir. Tasarımda kullanılan hesaplar birçok varsayım içerir. Dolayısı ile zemin ile ilgili hesaplamaların, üst yapının tasarımında da olması gerektiği gibi, mutlaka zemin konusunda yetkin mühendisler tarafından yapılması gerekmektedir. Vatandaşlara verebileceğimiz en iyi tavsiye konut satın alma aşamasında tasarımı yapan ve imalatı yapan kişilerin mesleki yeterliliklerini sorgulanması olacaktır.” dedi.

Renault’a yeni Ceo

Renault Group Türkiye CEO’luğu görevine 25 yıldır Renault Group bünyesinde çeşitli üst düzey yöneticilik görevlerinde bulunan Jan Ptacek atandı.

Jan Ptacek’in aynı zamanda, Oyak Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş ve MAİS Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş Yönetim Kurullarında Renault Group temsilcisi olarak yer alması öngörülüyor. Jan Ptacek, kişisel projelerini yürütmek için Renault Group’tan ayrılan Hakan Doğu’nun yerine görev yapacak.

Renault Markası CEO’su Fabrice Cambolive’e bağlı olacak Jan Ptacek, yeni görevinde Renault Group’un köklü ortağı Oyak Grubu ile birlikte Türkiye’deki iş hacmini ve ekosistemini genişletmek için çalışacak.

Prag Teknik Üniversitesi’nde mühendislik eğitimi gören Jan Ptacek, eğitimini Fransa’da Ecole des Mines’de ve Paris’teki farklı iki üniversitede pazarlama üzerine tamamladı. 25 yılı aşkın bir süredir Renault Group’ta çalışan Ptacek, profesyonel kariyeri boyunca Çekya, Fransa, Ukrayna, Rusya ve Romanya’da grup satış ve pazarlama operasyonlarında yöneticilik pozisyonlarında bulundu. Jan Ptacek, son olarak 2019-2022 yılları arasında Renault Rusya Genel Müdürü olarak görev yaptı.